Canı yandığında bambaşka bir insana dönüşüyor musunuz sizde? Kalbinizin daha katı olduğunu,bir anlık acıma duygunuzu vicdanınızı yitirdiğinizi hissediyor musunuz? Yıllarca canı yanmış bir insanın yapabileceği başka bir şey var mıdır ki sanki? En çok sevdiklerimiz tarafından terkedilip yalnız kaldığımızda güvenimiz kırılmamış mıydı zaten? Denizin ufuk noktasında bir yerlerde gibiydik adeta. Varla yok arası bir şey.. Ya da var ama yalnız,uzak.. Güven denilen bu duygu ne tuhaf bir his aslında. Her zaman pamuk ipliğine bağlı. O ipliklerden biri koptuğunda artık hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Kırıldığıyla kalıyor insan.. Elinden bir şey de gelmiyor. Her şeyin bittiğini sanıyor ama yine sabah oluyor ertesi gün yine güneş doğuyor.. Her şey devam ediyor. Sadece geriden yetişmeye çalışan işte bu acı içindeki insanlar oluyor. Ya da belkide hayat bunlar olmadan yaşanması mümkün olmayan bir süreç.. O kazık en az birkez yenilecek,varoluşsal sancılar çekilecek,terkedilecek ve ihanete uğrayacaktık ama buna rağmen yaşamak zorunda olacağız.. Ne acı.. İnsan evladı ve hayatı... Sanki bazen acıdan ibaret..
Kabul etmesem de çoğu zaman çok şey bekliyordum hayatın kendisinden. Herkesin aksine bunun bir hata olduğunu biliyorum. Uzun süre önce sürekli Tanrı'ya bir şeyler için yalvarmayı bırakmıştım zaten. Yaşam mücadelesi içindeki her varlığa yardım eli uzatmadığı gün hem de. En çok da bu yüzden kızıyorum kendime,beklentilerime ve de mükemmeliyetçi tavrıma. İnsan olduğumu unutup aşkın bir varlıkmışım gibi davranıyorum kendime de çoğu zaman. Sanki her şeyin en doğrusunu yapmak zorundaymışım gibi. Yapamadığım kesindi. Sorun yalnızca iç hesaplarımda,kafamdaydı.
Yorumlar
Yorum Gönder